Tükenmeyen Sevda
Cafe Forum :: Cafe Yaşam :: Aşk/Sevgi
1 sayfadaki 1 sayfası
Tükenmeyen Sevda
İçimde noktası konmamış bir şeyler var
Yokluğunun verdiği acı soğuk gecelerime kadar uzar
Gözlerimde ki yaşlar, sensizce sonsuzluğa akar
Şahit olamadığın o yaşlar;
Devam eder yüreğimde akmaya, yüzüm gülse de içim sızlar
Öyle bir sızlar ki bu yürek,
Acım sonsuzluğa çıkar,
Sonsuzlukta haykırır bedenim sensizliğe
Sonsuzluk bile merhem olamaz bu sevgiye
Gözyaşlarım kaldı senden geriye,
Bir de unutulmaya yüz tutmuş kalp kırıklıklarım var.
Ama sen yoksun, belki de hiç olmamıştın.
Ben sadece kendimi mi kandırmıştım?
Yanımda sen yoksun ama içimde tükenmeyen sevdan var.
Bu gönül;
Tükenmeyen bu sevdaya inat,
Seni tükenmişliklere mahkûm edecek bir cesaret arar.
Ebedi bir mahkûmiyette, kim bilir belki seninde canın yanar!
Ancak o zaman anlarsın beni ve çektiğim acıları,
Unutamamacasına sonsuza kadar…
Yokluğunun verdiği acı soğuk gecelerime kadar uzar
Gözlerimde ki yaşlar, sensizce sonsuzluğa akar
Şahit olamadığın o yaşlar;
Devam eder yüreğimde akmaya, yüzüm gülse de içim sızlar
Öyle bir sızlar ki bu yürek,
Acım sonsuzluğa çıkar,
Sonsuzlukta haykırır bedenim sensizliğe
Sonsuzluk bile merhem olamaz bu sevgiye
Gözyaşlarım kaldı senden geriye,
Bir de unutulmaya yüz tutmuş kalp kırıklıklarım var.
Ama sen yoksun, belki de hiç olmamıştın.
Ben sadece kendimi mi kandırmıştım?
Yanımda sen yoksun ama içimde tükenmeyen sevdan var.
Bu gönül;
Tükenmeyen bu sevdaya inat,
Seni tükenmişliklere mahkûm edecek bir cesaret arar.
Ebedi bir mahkûmiyette, kim bilir belki seninde canın yanar!
Ancak o zaman anlarsın beni ve çektiğim acıları,
Unutamamacasına sonsuza kadar…
Geri: Tükenmeyen Sevda
Hoşçakal
Seni bana anlatan bütün hüzünlü şarkıları idam ettim bu gece, ben de varlığın son nefesini vermekte, yaşadıklarım toz pembe bir yalan, dünyam diye bildiğim sensin geçmişimdeki en acı hatıram. Aşktı bunun adı diye acı hatıralara sarılmak yetmiyor artık, bu kadar yok olmuş,tükenmişken.
Düşüncelerimden sürgün etmem gerek;
Seni
Senli günleri
Sensizliği
Sonu hüsrana gebe olan bu aşkı
İşte bu yüzden;
Gözlerimin aydınlığını karanlığa hapseden,
Beni hiçliğe sürükleyen,
Düşlerime izinsiz gelen
Seni terk etmek istiyorum içimdeki hakimiyetine rağmen.
Kolay olmayacağını biliyorum ama denemek istiyorum.Sana o kadar yenilmişken bir kere de kendime yenilmek çok koymaz bana.Adının geçmediği bir hikayede,teninin kokusunun ulaşmadığı memleketlerde uyanmak istiyorum,varlığına inat.Senin olmadığın bir yalnızlığa özlem,aşksız da yaşayabileceğimi gösterme telaşı benimkisi.Diyeceğim o ki üstüne alınma,bunun senle aşka değil benliğimle alakası var.
Bilirim canım çok acır,yüreğimde inceden sızlayan bir melodi olursun;ama seni sevmek acı çekmekse,sensizlik zaten acının kendisiyse o zaman varlığına ne gerek var ki.Bir şiir var ezberimde,nefes nefes okuduğum ve gözyaşlarına boğulduğum;
Bu sefer gerçekten gidiyorum
Dönüşü olmayan bir yol bu
Senin adının geçmediği
Varlığının değer taşımadığı
Anıların hükmünü yitirdiği
Hüznün,acının son bulduğu
Bir hikayede başroldeyim
İşte gidiyorum ben sevgilim.
Gün gelecek hiç sevmedin mi diye soracaklar belki de,korkma seni sevdiğimi inkar etmeyeceğim o zaman,çok sevdim bir gülüşüne bir ömür adadım diyeceğim utanmadan sıkılmadan.Ama gururla; değmezmiş demeyi de unutmayacağım.
Sessiz ve sensiz geçecek günlerin
Yüzüme kattığı gülümsemeyle
Yaprak misali savrula savrula
İçinde senin olmadığın düşlerimle
Seni sana layık görerek işte gidiyorum
BANA UĞURLAR SANA GEÇMİŞLER OLSUN...!!!
Geri: Tükenmeyen Sevda
Ölüm Bendim Ama Sen Yaşam Değildin
..."SeN" Yakomaz Gecelerde Ağlardın...
“GiTtiN... solan bir mevsim değil sadece bendim. Şimdi ay güneşim oldu..”
Herkesin bir tanımı vardı aşka dair. Herkesin farklı bir aşk sunumu. Benim de...
Mutsuz aşktı benim sahnemde hayat bulan aşkın adı...
Donuk ve mat ama kutsal bir aşktı.
Madde bağımlılığı gibiydi, nefes alamayan astımlı bir hastaydı o, ama onurlu bir aşktı.
Maskeli balo müdavimlerinin adını aşk koydukları ölüm ayinlerinden değildi.
Aynaya bakmaya korkan yüreklerin harcı da değildi böyle bir aşk.
Belki de hepsinden öte yalnızdı ve de hep solgun...
Aşkı, aşk yapan tek kişilik olmasıydı belki de. Kana karışan yoksunluğun her geçen saniye artarak daha çok acı vermesiydi...
Çaresizlikti o. Asla tutku ya da şehvet değildi. Vücutlar yoktu onun içinde, ne maskeler ne de hesaplar.....
“Şehir, ışıklarını yine söndüremedi. Şehir, yaşanılan cinayetlerin tek tanığıydı.
Özenle çıkarılıyordu maskeler, özenle takılıyordu sonra...”
Aşk, yürek işiydi, yürek yoksa aşk da olmazdı.
O bir iç kanamasıydı. Tutku ya da şehvet değil...
Bir de utanmadan aşktan söz edenler vardı, kirletenler. İnce hesap duayenleriydi onlar.
Dudaklarında şehvet, tenlerinde ihanetin dövmesi vardı.
Kaslarında bir gece önceki sahte dokunuşların sızısı, o sızı ki bir tek kaslarındaydı...
Mekanikti bedenleri gibi yürekleri de. Her yerde görebildiğiniz türdendi bu ince hesap duayenleri.
Başkalaşmış aşkların başkalaşmış adam ve kadınlarıydı onlar.
Yüzlerinden tanırdınız onları, ifadelerinden, pazarlıklı gülüşlerinden. Masum olanı yaşatmazdı yürek müsfetteleri.
Sürekli yenilerlerdi belleklerini. Acıyı da böyle uyutmuşlardı, Aşkı da...
Oysa Aşk, içinde acı olmadan ne kadar onurlu olabilirdi ki...
Çıplaklık yoktu benim Aşkımda. Hesaplar, beklentiler, yoktu.
Korku vardı, dinmeyen sancılar vardı. Ağustos gecesinde üşüten ayazlar vardı.
Çaresizlik vardı dört duvarda. Anlıyormusun ÇARESİZLİKK.....
"Şimdi gözlerinde sakladığım mevsimleri de getiremem artık sana...
Şimdi bir güvercin gibi tünedim yaşam yalnızlığına"
Kızıla çalıyordu ölen gözlerin, Düşlerim, hayalin, hayalimiz
Ölüm bendim ama sen yaşam değildin..
Ağlamak en iyi çözüm...
nawsiya
..."SeN" Yakomaz Gecelerde Ağlardın...
“GiTtiN... solan bir mevsim değil sadece bendim. Şimdi ay güneşim oldu..”
Herkesin bir tanımı vardı aşka dair. Herkesin farklı bir aşk sunumu. Benim de...
Mutsuz aşktı benim sahnemde hayat bulan aşkın adı...
Donuk ve mat ama kutsal bir aşktı.
Madde bağımlılığı gibiydi, nefes alamayan astımlı bir hastaydı o, ama onurlu bir aşktı.
Maskeli balo müdavimlerinin adını aşk koydukları ölüm ayinlerinden değildi.
Aynaya bakmaya korkan yüreklerin harcı da değildi böyle bir aşk.
Belki de hepsinden öte yalnızdı ve de hep solgun...
Aşkı, aşk yapan tek kişilik olmasıydı belki de. Kana karışan yoksunluğun her geçen saniye artarak daha çok acı vermesiydi...
Çaresizlikti o. Asla tutku ya da şehvet değildi. Vücutlar yoktu onun içinde, ne maskeler ne de hesaplar.....
“Şehir, ışıklarını yine söndüremedi. Şehir, yaşanılan cinayetlerin tek tanığıydı.
Özenle çıkarılıyordu maskeler, özenle takılıyordu sonra...”
Aşk, yürek işiydi, yürek yoksa aşk da olmazdı.
O bir iç kanamasıydı. Tutku ya da şehvet değil...
Bir de utanmadan aşktan söz edenler vardı, kirletenler. İnce hesap duayenleriydi onlar.
Dudaklarında şehvet, tenlerinde ihanetin dövmesi vardı.
Kaslarında bir gece önceki sahte dokunuşların sızısı, o sızı ki bir tek kaslarındaydı...
Mekanikti bedenleri gibi yürekleri de. Her yerde görebildiğiniz türdendi bu ince hesap duayenleri.
Başkalaşmış aşkların başkalaşmış adam ve kadınlarıydı onlar.
Yüzlerinden tanırdınız onları, ifadelerinden, pazarlıklı gülüşlerinden. Masum olanı yaşatmazdı yürek müsfetteleri.
Sürekli yenilerlerdi belleklerini. Acıyı da böyle uyutmuşlardı, Aşkı da...
Oysa Aşk, içinde acı olmadan ne kadar onurlu olabilirdi ki...
Çıplaklık yoktu benim Aşkımda. Hesaplar, beklentiler, yoktu.
Korku vardı, dinmeyen sancılar vardı. Ağustos gecesinde üşüten ayazlar vardı.
Çaresizlik vardı dört duvarda. Anlıyormusun ÇARESİZLİKK.....
"Şimdi gözlerinde sakladığım mevsimleri de getiremem artık sana...
Şimdi bir güvercin gibi tünedim yaşam yalnızlığına"
Kızıla çalıyordu ölen gözlerin, Düşlerim, hayalin, hayalimiz
Ölüm bendim ama sen yaşam değildin..
Ağlamak en iyi çözüm...
nawsiya
Cafe Forum :: Cafe Yaşam :: Aşk/Sevgi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz